Ey Vatandaşlarımız ve Din Kardeşlerimiz!

Cenâb-ı Hakk ihsan edip verdiği akıl, idrak, düşünce fikirleri dikkatle nasıl kullanmamız gerektiğini bizlere lütfu, ihsanıyla bildirip razı olduğu şekilde kullanmayı hidayet eylesin.
 
Evet bu düşünce aklı, fikri en çok nerelere kullanmamız lazım gelir. Tekrar tekrar birkaç defa çok derinden iyice düşünelim. Her akıl sahibine iki dünyasını selametle yaşaması için akıl-zeka ile mahkeme eyleyip düşünmemiz, tefekkür yapmamız gerekir.
 
-Bir Azrail aleyhisselam vazifelenip emanet olan ruhu alıp. Sahibine teslim etmek için geldiğinde ey! kardeş bacılarım işte o zamanda acaba bizlere kimden yardım gelecek.
 
-İki artık dünya aleminden mezar alemine girince, sorgu melekleri geldiği anda acaba kimlerden yardım gelebilir. Çok büyük mahkeme-i kübra olan mahşer gününde amel defterleri her insanın amel defteri boynuna asıldığı zaman, okumuş olsa da olmasa da yaptığı amelleri sesle okuduğu zamanda acaba nereden yardımlar gelebilir.
 
Bütün yaratılmış olan ins, cin ve melekler toplanıp saflar bağlandığı zamanda Bizzat cenâb-ı Hakk’ın kullarına; Sana vermiş olduğum gençliği kuvveti iradeyi nereye nerelere kullanıp yıprattın. Nefsin arzu yollarında mı sarf ettin? Yıprattın? Yoksa Benden korkarak, Benden utanarak, Benim rızama, zikrime, emrime itaatta mı bulundun? Sorusuna nerelerden yardım cevap gelebilir? İşte burada şu konu meydana çıkmaktadır.
 
Daha bu işlere bu sorulara uğramadan, bu işler meydana gelmeden, vücuttaki kalan ömrü, vücuttaki verilen emanetleri yaradan Allah’ın zikrine, fikrine, ve rızasına bağlamak lazım gelir. Tekrar tekrar kendimizi mahkeme edip, derin düşünce içinde olalım. 
 
Ancak Allah’ın yardımı ve hidayeti ile ölmeden, ecel gelmeden, ölüm gelmiş gibi bilip, mezar hazırlanmış ve yıkama suları hazırlanıp, kefenler biçilip, tabut içine konmuş gibi ve omuzlarda gidip mezara inmiş gibi soru melekleri gelmiş gibi düşüncesiyle. Cenâb-ı Hakk’tan utanarak, çok korkarak, vücuttaki elbiselerin küllisi sıyrılıp, anadan doğmuş üryan kalmış gibi.
 
Yani dünyadan, dünyanın malı ve namından, evlat ve ailen-beyinden çok sevdiğin anne baban çok sevdiğin servetler, halkın içinde gördüğün hürmetler ve yediğin nimetlerin küllisinden, daha elin ayağın içinde, iraden elinde iken Hakk’tan başka kalbe gelen bu saydığımız ve içindekilerden sonunda dağılıp, bunların hepsinden ayrılıp tek başına mezar yolculuğunda cesetteki elbiselerin soyulup kaldığın gibi.
 
Allah’tan başka, Allah dostlarından başkasını sakın dünya ve içindekilerin yökün külli endişe ve hayallerinden sıyrılmaya bak. Nefsin, şeytanın fesat arzularından azimli ol, ayrılıp soyulmaya çalış. Bu fayda vermeyecek zarar verecekleri kalpten boşaltmaya dikkat et. Mezara ve mahşerde Rabb’ıyın huzuruna giderken zararlıklı olan ve Hakk’tan başka gayri sevgileri, endişeleri, uzun hulleleri, lüzumsuz tûli emelleri burada iken atmaya dikkatli ol. Kalpte beraber mezara, mahşere götürüp varma ha! Rabb’ıyın huzuruna Rabb’ıyın rızası ile sevgisi ile varmaya dikkat et.
 
Saydığımız hayallerin hepsini kalpten söküp atmaya çalış. Bunların hepsi bizi oyalayıcı, Hakk yolundan geri koyucu büyük bir oyundur, büyük bir tuzaktır. Çok sakın! Bu oyuna düşme ha! O seni Rabb’ından uzaklaştırıcıların küllisini kalpten atıp zahiren mezar yolculuğunda elbiselerden soyulduğun gibi bu dünya ve dünyanın içindekilerin hepsini kalpten atıp Hakk’tan başka bir şey koymamaya atıp sıyrılmaya bak kardeşim.
 
Her an seninle beraber olan her halına vâkıf olan yüce Rabb’ıyın rızasını elde etmeye çalışıp başkalarından ileri savuş eğleşme ha! Bu çıkan soluklar bu imkan-fırsatlar elden gidince bir dahi ele geçmez. Dikkatli ve uyanık ol, Yaratan ile arayı düzüp huzuruna öyle varmayı düşün ha!
 
Bu konulara karşı dünyaya çalışmayın demiyoruz. Dünya muhabbetini endişe hayallerini kalpten atarsak o zaman dünyayı terk etmiş oluruz. Dünyaya emanet bilerekten iltifat yapılmazsa, sevgileri kalpte yok olursa o zaman dünyaya çalışmak zarar vermez.
 
Her ne kadar dışımız icap ettiği kadar dünya ile meşgul olur ise de sevgisi kalpte yok olur, dışımız dünya ile emanet bilerek icap ettiği kadar çalışıp sevgi muhabbetleri kalpte yerleşmeyip yok olursa, daimi surette Yaratanımızın zikri, fikri sevgisi sair sevgilerin en üstünde tutulursa o zaman zarar vermez inşaallah.