TERAVİH NAMAZI - (Sırru'l-Esrar 2.cilt)

TERAVİH NAMAZI

 

 

Teravih namazı; Ramazan ayına mahsus yirmi rekâttan ibaret bir müekked sünnettir. Bu namaza Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile dört halife (Hulefa-i Raşidin) devam etmişlerdir. Bu namazın cemaatla kılınması da, bir kifaye sünnettir. Bunun için bütün bir mahalle insanları, teravih namazını cemaatla kılmayıp evlerinde yalnız başlarına kılacak olsalar, sünneti terk edip hata işlemiş olurlar. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ramazan gecelerinden bir gece çıkıp sahabelerin bir kısmı ile yirmi rekât teravih namazı kılmıştır. İkinci gece olduğunda daha çok sahabe toplanmış yine evvelki gibi yirmi rekât kılmıştır. Üçüncü gece çıkmayıp:

عَرَفْتُ اجْتِمَاعَكُمْ لٰكِنْ خَش۪يتُ أَنْ يُكْتَبَ عَلَيْكُمْ

“Sizin toplandığınızı bildim. Fakat üzerine farz olunmasından korktum”[1] buyurmuşlardır.

O vakitten hazreti Ömer radıyallahu anhu zamanına kadar ashabı kiram teravih namazını tek başlarına kılmışlardır. Hazreti Ömer radıyallahu anhu kendi zamanında Übey Bin Kaab radıyallahu anhuya teravih namazını cemaate kıldırmasını emretmiştir.

Sahabeden hazreti Osman, hazreti Ali, İbni Mesud, İbni Abbas, Talha, Zübeyr ve pek çok sahabe radıyallahu anhum ecmain Übey Bin Kaab radıyallahu anhu ile beraber namaz kılmışlardır. İmam Ali kerremallahu vechehu hazretleri buyurmuş ki:

نَوَّرَ اللّٰهُ تَعَالٰى مَضْجِعَ عُمَرَ كَمَا نَوَّرَ مَسَاجِدَنَا وَإِنَّمَا لَمْ يُوَاظِبْهَا النَّبِيُّ عَلَيْهِ الصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ خَشْيَةَ أَنْ تُكْتَبَ عَلَيْنَا

“Allah’u Teâlâ Hazreti Ömer’in yattığı yeri nurlandırsın. Onun bizim mescidi nurlandırdığı gibi, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem teravih namazını bizim üzerimize farz kılınmasından korktuğu için ona devam etmemişlerdir”[2] diyerek Hazreti Ömer radıyallahu anhuyu methetmişlerdir.

Teravih namazını, her iki rekâtta bir selam vererek on selam ile bitirmek daha faziletlidir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem gece namazlarını kılma âdeti iki rekâtta bir selam ile kılmıştır.

İmamın teravihde cemaatı usandıracak mikdarda Kur'an okuması uygun değildir. Bununla beraber Fatiha süresinden sonra okunacak ayetler, bir sureden veya ayetten noksan olmamalıdır. Teravihin ka'delerinde Teşeh­hüdden sonra Salâvatlar terk edilmemelidir.

Teravih namazını özürsüz olarak otururken kılmak veya uyku­nun bastırdığı bir halde iken kılmak mekruhtur. İmamın rükûa varmasına kadar bekleyip de ondan sonra imama uymak mekruhtur.

Teravih namazının bir kısmı kılındıktan sonra imama uyan kimse, Teravih son bulunca noksan kalan rekâtları tamamlar.

Yatsı namazında cemaatı terk etmiş olan kimse, Teravih ve vitir namazlarında imama uyabilir. Bunun için bir kimse, imam yatsı namazını kıldırıp Teravihe başlamış olduğu sırada mescide gelse, önce yatsı namazını kendi başına kılar sonra Teravih için imama uyar. Noksan kalan rekâtları da sonra kendi başına tamamlar. Teravih namazını imam ile kılıp, Yatsı namazını daha sonra kılabilir diyen âlimlerimiz de olmuştur.[3]

Teravih vaktin sünnetidir, orucun sünneti değildir. Onun için hasta ve yolcu gibi oruç tutmak zorunda olmayanlar için de Teravih namazını kılmak sünnettir.

Akşamüzeri hayızdan veya nifastan temizlenen bir müslüman kadın veya İslam dinini kabul eden bir kimse hakkında da o gece teravih namazını kılmak sünnettir.


[1] Ğunyetu-t-Talibin c.2.s.18–19 (Osmanlıca baskı), Mevkufat 1. s.210.

[2] Mevkûfat c.1.s.211, Gunyetu-t-Talibin c.2.s.19 (Osmanlıca baskı)

[3] Mevkufat.

<<< Önceki Kayıt - Sonraki Kayıt >>>