MEVLİDİ-N-NEBİ’NİN FAZİLETİ HAKKINDA - (Fi Beyani Fadlı Mevlidi'n-Nebiyyi sallallahu aleyhi vesellem)

MEVLİDİ-N-NEBİ’NİN FAZİLETİ HAKKINDA

 

Ravisi: Şeyhimiz Hacı Muhammed Bilal Nadir

فَضْلِ فِى بَيَانِ فَضْلِ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ اَبُوبَكْرِ الصِّدّ۪يقْ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْه: مَنْ اَنْفَقَ دِرْهَمًا عَلٰى قِرٰٓاءَةِ مَوْلُدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَمَ، كَانَ رَف۪يقِ فِى الْجَنَّةِ

Meali: "Bu fasıl Mevlüd-i Şerif Muhammed Mustafasallallahu aleyhi ve sellem'in mevlüdünü beyan eder, Ebu Bekir Sıdık radı-yallahu anh buyurdu:

Her kim Mevlüd-i Şerifi okutmak için bir dirhem harcar ise, Cennette yoldaşım olur, diye buyurdu, demiştir. Mevlüd-i Şerifin aleyhinde söyleyen Allahu Teala'nın hidayetinden mahrum, Resulullah Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin şefaa-tinden mahrum kimseler, mevlüd nedir ki, diyenler iyi dinlesinler, diye bunları büyük kitaplardan buraya yazdım. Muhammed Ümmeti olanlar ibret alsınlar, onların sözlerine bakmasınlar.

وَالسَّلٰامُ عَلٰى مَنِ التَّبَعَ الْهُدٰى

وَقَالَ عُمَرْ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ: مَنْ عَظَّمَ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَدْ اَحْيَ الْإِسْلٰامْ

Meali: "Ömer İbn'ül Hattab radıyallahu anh Hazretleri buyurdu ki: “Her kim Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'in Mevlüd-i Şerif'ini büyükleyerek, hürmetle tazim ederse, o kimse İslam'ı ihya eder. Yani İslam'ı diriltmiştir.”

 وَقَالَ عُثْمَانْ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْه: مَنْ اَنْفَقَ دِرْهَمًا عَلٰى قِرٰٓاءَةِ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَكَاَ نَّمَا شَهِدَ غَزْوَةِ بَدْرٍ وَحُنَيْنٍ

Meali: “Osman radıyallahu anh buyurdu ki, Her kim Mevlüd-i Şe-rifi okutmak için bir dirhem bir şey harcar ise, sanki Bedir Gazası'nda ve Hüneyn Gazası'nda bulunmuş gibidir.” Yani, Resululah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber o harplerde bulunmuş gibidir, diye buyurmuştur.

وَقَالَ عَلِيُّ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَ وَكَرَّمَ اللّٰهُ وَجْهَ: مَنْ عَظَّمَ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَكَانَ سَبَبًا لِقِرٰٓاءَةِ لَا يَخْرُجُ مِنَ الدُّنْيَا اِلَّا بِاْلإ۪يمَانِ وَيَدْخُلُ الْجَنَّةَ بِغَيْرِ حِسَابِ  

 Meali: "Hz. Ali radıyallahu anh ve kerremallahu veche buyu-ruyor ki: Her kim Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in Mevlüd-i Şerifı'ni hürmetle, tazimle okutulmasına sebep olsa, o kimse dünya-dan iman ile çıkar ve hesap görmeden cennete girer diye buyur-muştur."

وَقَالَ حَسَنُ الْبَصْر۪ى رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَ: وَدَدْتُ لَوْ كَانَ ل۪ى مِثْلُ جَبَلٍ اُحُدٍ ذَهَبًا فَاَنْفَقْتُهُ عَلٰى قِرٰٓاءَةِ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

 Meali: "Hz. Hasan-ı Basri radıyallahu anh buyurdu ki: Ben iste-rim ki, Uhud Dağı kadar altınım olsa da, Mevlüd-i Şerif okutmak için sarfetsem, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem için, diye buyur-muştur."

وَقَالَ جُنَيْدِ الْبَغْدَاد۪ى قَدَّسَ اللّٰهُ سِرَّهُ: مَنْ حَضَرَ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَعَظَّمَ قَدْرَهُ فَقَدْ فَازَ بِالْإ۪يمَانِ

 Hz. Cüneydi Bağdad-i (k.s.) her kim Mevlüdi Resulullah sallalla-hu aleyhi ve sellem'da hazır bulunsa, hürmetle, tazim ile büyüklüğünü takdir ederek, o kimse otursa, imanını kurtarır, diye buyurmuştur."

وَقَالَ مَعْرُوفُ الْكَرْهِيُّ قَدَّسَ اللّٰهُ سِرَّهُ : مَنْ هَيَّئَا طَعَامًا لِاَجْلِ قِرٰٓاءَةِ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَجَمَعَ اِخْوَانًا وَاَوْقَدَ سِرَاجًا وَلِبَاسَ جَد۪يدًا وَتَبَخَّرَ وَتَعَطَّرَ تَعْظ۪يمًا لِمَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَشَرَ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَعَ الْفِرْقَةِ الْاُولٰى مِنَ النَّبِيّ۪ينَ وَكَانَ ف۪ي اَعْلٰىِ عِلِّيّ۪ينَ

 Meali: “Hz. Ma’ruf-ul Kerhiyyu (k.s.) her kim Mevlüdi nebiyyi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem için okutmak niyetiyle yemek-ler hazır etse ve ihvanlar çağırıp toplasa, ışıklar yaksa, yeni elbisele-rini giyse ve süslense, güzel kokular saçsa, hürmetle tazimle okutsa, Allah’u Teala o kimseyi kıyamet gününde evvelki peygamberlerin fırkasıyla beraber haşreder. Onlar Âlâyı illeyyindedir. Bu kimse onlar ile beraber olur, diye buyurmuştur.”

Ben Bilal Muhammed Nadir gördüğümü söyleyeceğim; Giresun'a sürgüne gittim. Orada bir adam var idi. Bunun iki ailesi var idi. Bu adamın aileleri yanıma geldiler. Bu adam ölmeden önce bize dedi ki: Evi güzelce yıkayınız, bana temiz elbiseler giydiriniz. Temiz gülyağı kokuları sürünüz. Benim yanıma Peygamberler, evliyalar geldiler. Ya-rın kuşluk vakti, filan saatte öleceğim. Erkenden suyumu kızdırın. Durmayın gidin, şimdi yine gelecekler. Siz benim odama gelmeyin. Kefenimi alın, bunlar şimdiden hazır olsun, dedi. Hazırladık, kendi sağ iken eve girdik. Güzel koku ile evin içi dolmuştu. Kapı aralığından içeriye baktık. Safi yeşil nurdan başka bir şey görmedik. Evin eşyası bile görünmüyordu. Güzel kokunun başımıza vurması bizi sarhoş etti.

İçeriden çağırdı. Orada durmayın. Biz odamıza geldik. Az sonra bizi çağırdı, vardık. İşte şimdi gidiyorum, vakit geldi, dedi. Şehadet getirdi, hemen ruhunu teslim etti. Biz buna şaştık, nedir bu, Rahmani midir, dediler. Dedim ki; Kocanız ne ile meşgul idi. Dediler ki, onun işi gücü mevlidlerde hizmet etmekti, dediler. Ben de gördüm, her kim mevlüt okutacak olsa, onu bulurlardı. Mevlid bitinceye kadar hiç durmaz, ayakta çalışırdı. Her zaman böyle idi. İşte bundan Peygam-berler sevmiştir, dedim.

وَقَالَ وَاحِدِ عَصْرِه۪ وَفَر۪يدُ دَهْرِهِ الْاِمَامُ فَخْرَ الدّ۪ينِ الرَّازِى وَمَامِنْ شَخْصٍ قِرَاءَ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلٰى مَلِحٍ اَوْ ِبرٍّ اَوْ شَيْءٍ آخَرَ مِنَ الْمَأْكُولٰاتِ اِلَّا ظَهَرَتْ ف۪يهِ الْبَرَكَةِ ف۪ى كُلِّ شَيْءٍ وَصَلَ اِلَيْهِ مِنْ ذٰالِكَ الْمَأْكُولِ فَاِنَّهُ يَضْطَرِبُ وَلَا يَسْتَقِرُّ حَتّٰى يَغْفِرَاللّٰهُ لِآكِلِه۪، وَاِنْ قُرِأَ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلٰى مٰٓاءِ فَمَنْ شَرِبَ مِنْ ذٰالِكَ الْمٰٓاءِ دَخَلَ قَلْبُهُ اَلْفَ نُورٍ وَرَحْمَةٍ، وَخَرَجَ مِنْهُ اَلْفَ غِلٍّ وَعِلَّةٍ، وَلَا يَمُوتُ ذَالِكَ الْقَلْبُ يَوْمَ تَمُوتُ الْقُلُوبُ، وَمَنْ قَرَأَ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلٰى دَرَاهِمَ مَسْكُوكَةٍ فِضَّةِ كَانَتْ اَوْذَهَبًا وَخَلَطَ تِلْكَ الدَّرَاهِمَ بِغَيْرِهَا وَقَعَتْ ف۪يهَا الْبَرَكَةُ، وَلٰا يَفْتَقِرُ صَاحِبُهَا ، وَلَا تَفْرَغُو يَدَهُ بِبَرَكَةِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

Meali: "Kendi asrında bir tek olan İmam-ı Fahreddin Razi Hazretleri buyurur ki: Bir kimse Mevlüd-i Nebi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem'i tuza veyahut başka yenecek şeylere Mevlidi okuyup, başka yeneceklere katsa, bereket zahir olur. Her ne şeylere ki, bu katılır ise, hiç sıkıntı ve zahmet olmaz. Allahu Teala onlardan yiyenleri afv-ı mağfiret eder. Mevlid-i Şerif'i suya okuyup, içenlerin kalplerine bin nur ve rahmet girer ve bin de kötü şeyler çıkar ve kalp-lerinin öldüğü günde o kalp ölmez. Her kim Mevlid-i zikkeli para üze-rine okusa, başka paralara katsa, altın ya da gümüş ona bereket olur. Sahibi fakir olmaz. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in bereketine kesilmez. Şu halde mevlüd-i şerif okunurken, yanına tuz, su, para gibi şeyler konulsa ve kullanılsa çok iyi olacaktır. Yani mev-lidten sonra su içilse, tuz paylaşılsa, çok iyi olur."

وَقَالَ اْلاِمَامِ الشَّفِعِى رَحِمَهُ اللّٰهُ: مَنْ جَمَعَ الْمَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اِخْوَانًا وَهَيَّأَ طَعَامًا وَاَخْلٰى مَكَانًا وَعَمَلِ اِحْسَانًا وَصَارَ سَبَبًا لِقِرٰٓاءَتِه۪ بَعَثَهُ اللّٰهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَعَ الصِّدّ۪يق۪ينَ وَالشُّهَدٰٓاءِ وَالصَّالِح۪ينَ، وَيَكُونِ ف۪ي جَنَّاتِ النَّع۪يمِ

Meali: "İmam-ı Şafii Rahmetullahi Aleyh buyurmuştur ki; Mev-lid-i Nebiyyi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem için bir kimse ih-vanları toplasa, yemek yedirse, yerleri düzlese, güzel hizmet etse, okunmasına sebep olsa, Allah’u Teala o kimseyi, kıyamet gününde sıddıklar, şehitler ve salihler ile haşr eder. Ve Cenneti Naim'de onlar ile beraber olur." Bunları söyleyen İmam-ı Şafi Hazretleridir.

وَقَالَ سِرِّي السَّقَاطِى قَدَّسَ اللّٰهُ سِرَّهُ: مَنْ قَصَدَ مَوْضِعًا يُقْرَأُ ف۪يهِ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَدْ قَصَدَ رَوْضَةٍ مِنْ رِيَاضِ الْجَنَّةِ، لِاَنَّهُ مَا قَصَدَ َذٰالِكَ الْمَوْضِعَ اِلَّا لِمُحَبَّةِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَمَ وَقَدْ قَالَ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَمَ مَنْ اَحَبَّنِى كَانَ مَعِيَ فِى الْجَنَّةِ

Meali: “Sırrı Sakati Kaddesallahu Sırrehu buyuruyor ki: Her kim Mevlid-i Nebiyyi sallallahu aleyhi ve sellem okutmak için, bir yeri kast ile niyet eylese, o kimse cennet bahçelerinden bir bahçe hazırlamış oldu. Çünkü bu hazırladığı yeri, Resulullah sallallahu aleyhi ve sel-lem'in muhabbeti, sevgisi için hazırladı. Çünkü sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz buyurmuştur ki: Her kim beni severse cennet'te benimle beraber olur, diye buyurmuştur.”

Bunu yazan Hacı Bilal Muhammed Nadir Hazretleri. “Burayı boş buldum ben yazıyorum. Resul-i Ekrem ve Nebiyyi Muhterem Muham-med Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem:

مَنْ اَحَبَّن۪ى فَقَدْ اَحَبَّ اللّٰهُ مَنْ اَحَبَّ اللّٰهَ دَخَلَ الْجَنَّةَ

 Meali: “Her kim beni severse Allahu Teala'yı sevmiş olur. Allahu Teala'yı sevenin yeri cennet oldu, o cennete girer, demektir.”

Mevlid-i Şerif'i okutmak, ta ancak Resulullah Efendimiz sallalla-hu aleyhi ve sellem'i sevmekle olur. Ashablar zamanında Resul-i Ekrem Efendimiz'i evlerine davet etmeyi, büyük devlet bilirlerdi. Davet ederlerdi, her müşkülleri hallolur, hayır bereket artar, evine Feyz-i ilahi, Rahmet-i ilahi dolardı. Biz de o zaman bulunsaydık, biz de davet ederdik. Ama Mevlid okur veya okutursak, aynı daveti biz de yapmış oluruz. Çünkü Cuma günü getirilen salavat-ı şerifi Peygam-berimiz sallallahu aleyhi ve sellem bizzat kendisi alır. Öyle ise, davete, mevlüde O da gelir.

وَقَالَ سُلْطَانَ الْعَارِف۪ينِ الْاِمَامِ جَلٰالَ الدّ۪ينِ السُّيُوط۪ى قَدَّسَ اللّٰهُ سِرَّهُ وَنَوَّرَ ضَر۪يحَهُ ف۪ي كِتَابِهِ الْمُسَمّٰى بِالْوَسٰٓائِلِ ف۪ى شَرْحِ الشَّمٰٓائِلِ، مَامِنْ بَيْتِ اَوْ مَسْجِدٍ اَوْ مَحِلَّةٍ قُرِأَ ف۪يهِ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَمَ اِلَّا حَفَّتُ الْمَلٰٓئِكَةُ ذٰالِكَ الْبَيْتِ اَوْ اَلْمَسْجِدِ اَوْ اَلْمَحِلَّةِ، وَصَلَّتِ الْمَلٰٓئِكَةُ عَلٰى اَهْلِ ذٰالِكَ الْمَكَانُ، وَعَمَّهُمُ اللّٰهُ تَعَالٰى بِالرَّحْمَةِ وَالرِّضْوَانِ، وَاَمَّا الْمُطَوَّقُونَ بِالنُّورِ يَمْن۪ى جَبْرٰٓائ۪يلَ وَم۪يكٰٓائ۪يلَ وَاِسْرَاف۪يلَ وَعَزْرٰٓائ۪يلَ عَلَيْهِمُ السَّلٰامُ فَاِنَّهُمْ يُصَلُّوانَ عَلٰى مَنْ كَانَ سَبَبًا لِقِرٰٓاءَةِ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ

Meali: "Ariflerin sultanı İmam Celaleddin Suyuti Allah sırrını takdis eylesin ve kabrini pir nur eylesin, Bil vesaili isimli kitabında Şemaili Şerif şerhinde şöyle buyurmuştur ki; Bir evde veya bir ma-hallede, bir camide veya mescidde Mevlid-i şerif okunsa, orayı mela-ikeler sarar. O evi, mescidi veyahut mahalleyi sararlar ve melaikeler salavat getirirler. Oradaki bulunan cemaate, Allah’u Teala onlara Rahmetini ve rızasını verir."

وَقَالَ اَيْضًا مَامِنْ مُسْلِمٍ قَرٰاءَ ف۪ى بَيْتِه۪ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ اِلَّا رَفَعَ اللّٰهُ سُبْحَانَهُ وَتَعَالٰى الْقَحْطَ وَالْوَبٰٓاءَ وَالْحَرْقَ وَالْغَرَقَ وَاْلآفَاتِ وَالْبَلِيَّاتِ وَالْبُغْضَ وَالْحَسَدَ وَعَيْنَ السُّوٓءِ وَاللُّصُوصِ عَنْ اَهْلِ ذٰالِكَ الْبَيْتِ فَاِذَا مَاتَ هَوَّنَ اللّٰهُ عَلَيْهِ جَوَابَ مُنْكَرٍ وَنَك۪يرٍ، وَيَكُونُ ف۪ى مَقْعَدِ صِدْقٍ عِنْدَ مَالِكِ مُقْتَدِرٍ، فَمَنْ اَرَادَ تَعْظ۪يمَ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَمَ، يَكْفِيِّهِ هٰذَ الْقَدْرُ، وَمَنْ لَمْ يَكُنْ عِنْدَهُ تَعْظ۪يمُ مَوْلِدِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، لَوْمَلَأَتَ لَهُ الدُّنْيَا ف۪ى مَدْحِه۪ لَمْ يُحَرَّكْ قَلْبُهُ فِى الْمُحَبَّةِ لَهُ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، جَعَلْنَا اللّٰهُ وَاِيَّاكُمْ مِمَّنْ يُعَظِّمُهُ وَيَعْرِفُ قَدْرُهُ وَمِنْ اَخَصِّ خَاصٍّ مُحُبّ۪يهِ وَاَتْبَاعَه۪ آم۪ينَ يَارَبَّ الْعَالَم۪ينَ، وَ صَلَّى اللّٰهُ عَلٰى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلٰى آلِه۪ وَصَحْبِه۪ اَجْمَع۪ينَ اِلٰى يَوْمِ الدّ۪ينَ صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْل۪يمًا، حَتّٰى تَنَالُوا جَنَّةً وَنَع۪يمًا

Meali: "Ve gale denildi ki: Bütün alimler dediler ki, demektir. Mevlüd-i Resulullah okumak, Ebu Bekir Sıddık radiyallahu Teala anhu zamanında vardı.

Yine denildi ki, bir müslüman, evinde Mevlid-i Şerif okutsa, illa Refeallah o evden Allah'u Teala şunları kaldırır: Kıtlığı, veba hastalığı-nı, yangını, suya gark olmayı, afatı, belaları, buğzu, hasetlerin hase-dini, göz değmesini, ve hırsızların belasını, bu ev sahibinin üstünden kaldırır. Ev sahiplerinin hepsinin üstünden kaldırır. Bu ev sahipleri ölürken, ölümleri iyi olur. Kabirde Münker ve Nekir meleklerine cevabı kolay olur. Fi Makadi Sıdkın inde Malikin Muktedir olan Allahu Teala ile beraber olur. Her kim Mevlid-i Şerife tazim ve hürmet ederse, onun kadrini yükseltmiştir. Her kim Mevlidin Nebiyyi sallallahu Teala aleyhi ve selleme hürmet ve tazim etmez, kadrini kıymetini inkar ederse, eğer dünya onun methi senası ile dolmuş ise, onun kalbinde Resulullah'ın muhabbeti, sevgisi zerre kadar bulunmaz. O'nun sevgisi olmayanı da Allah'u Teala sevmez. Allah’u Teala sizleri ve bizleri, O'na tazim ve hürmet edenlerden etsin. Ve O'nun kadrini kıymetini bilen-lerden etsin. Ve O'nun has ümmetilerinden etsin. O'nun sevdiklerini sevenlerden etsin, Amin! Ya Rabbel Alemin ve sallallahu ala seyyidine Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain ila yevmiddini sallu aleyhi ve selimu tesliman hatta tenalu cenneten ve naimen velhamdulillahi Rabbil Alemin EI Fatiha.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in doğuşu Mek-ke şehrinde Hicac'ın karındaşı Muhammed İbn-i Yusuf'un olduğu evde vücuda geldi. Vessuviye dedikleri hatun emzirmiştir. Ve ol hatun Ebu Leheb'in cariyesiydi. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hazretle-rinin doğduğunu beşaret ettikte, Ebu Leheb onu ( o cariyeyi) beşaret ettiğinden dolayı azad eylemiş idi. Ebu Leheb vefat ettikten sonra, bir gece Ebu Leheb'i rüyada gördüler. Ya Ebu Leheb, halin nasıl, nedir? dediler. Cevap verdi: Cehennemdeyim. Ama Resulullah'ın doğduğu geceleri geldiği gibi azabım hafif olunur. Parmaklarım arasını emerim. Parmaklarım arasından su çıkar emerim, dedi. Bunun sebebi de şudur ki, Resulullah'ın doğum gecesi, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem dünyaya teşrif ettiğinde, cariyem suvibe gelip, bana O'nun doğumunu müjdelemiş idi. Ben de o müjdesinden dolayı onu azad etmiştim. Hak Teala onun mukabelesinde, yani O'nun her doğum geceleri azabımı hafifleştirip, bu ihsanı kıldı, dedi.

İbn-i Ceziri Rahmetullah der, Ebu Leheb Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hazretlerinin doğduğu geceye ihsan etmekle, Ebu Leheb gibi kafir, cehennem içinde faydasını görünce, kıyas eyle düşün, bir kimse mü'min muvahhid olsa, O'nun doğduğu gecelere ta-zim edip, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem hürmetine yemekler ve ihsanlar etse Hak Subhane ve Teala canibinden ne kadar lütfu ihsan ve keremlere müstehak olur. Layık olan budur ki, daima ehli İslam Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Hazretlerinin Mevlüdü ayında cemaat olup, ziyafetler eyleyeler, fukarayı envai hayrat ve sadakatla nevazişler edeler. Ve Mevlid-i Şerif okutalar. Ve bir kimse saygı, sevgi, tazim, hürmet üzere Mevlid ayında Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem hürmetine cemiyet ve ziyafet eylese ve Mevlüd-i Şerif okutsa, ol sene içinde, O'nun hürmetine bütün belalardan emin olup, muradı neyse hasıl olur, diye rivayet eylemiştir. [1]

Yine başka bir örnek olarak Pirimiz Şeyh Abdülkadir Geylani Hazretleri'nin Menakıb-i Gavsi Abdülkadir Geylani kitabı sayfa 20'de Berhaniyer Zam beldesinde ateşperest zümresinden, Hint ahalisinden Kehteli Zinakar kavminden servet sahibi bir adam vardı. Bunun hane-si benim haneme muttasil olduğundan, komşu idik. Bu adamın Cenab-ı Gavsul Azam-ı Rabbani Mahbubi Yezdani Mevlana Es Seyyidi Muhyiddin Abdülkadir EI Geylani (k.s.) nurani efendimize itikadı, tam muhabbeti olmak üzere mevcut idi. Bu adam bu sevgi, bu muhabbet üzere, her sene Pirimiz Abdülkadir Geylani Efendimizin saygı tazimle onun ruhuna çok taamlar, ziyafetler ve sofralar tertip ederek, fukaralara bütün belde ahalisine davet ile yemek yedirir ve sevgi ile şenlik edercesine ferahlanırdı. Ve o meclislerde envai ziynetler ve miski reyha ile o meclisi tezyin ederdi.

Bu adam vefat eylediğinde, beldeyi mezkurda Hintliler adeti ateşperestten vech ile bu adamı alıp, kendi mahmudelerine getirdiler. Ve orada birçok odun cem edip, üzerine bol miktarda yağ dökerek, onun üzerine adamı koyup, ateşlediler. Ateş çokluğu sebebiyle he-men ateş alarak, orası alevler içinde pek çok kuvvetli bir surette yan-maya başladıysa da, bi kudretiilah el melikıl mennan o ateş zerre tesir etmedikten başka vücudundan bir kıla bile tesirini göstermemiştir.

Hintliler bu hali müşahade ettiklerinde nihayet kendini ateşten azaptan kurtarmak üzere, yani bir büyük nehire atmaya karar verdi-ler. Ve attılar. Sonra evliyayı kiramdan bir zata abmi manelerinde Cenab-ı Gavsul Azam Efendimizi görüp, o zata şöyle bir emir verdi. Bu gün vefat eden Hintli filan kimse zatı akdas vilayetimi beyni ilallahil kerem indallah said Allah ismiyle evladı maneviyemdendir. Derhal o zatı al gusul edip, cenaze namazını kılıp, defin et.

Pirimizi rüyasında gören o zat pirimize sordu bu Hintlinin ateşte yanmamasının sebebi nedir. Pirimiz cevabında yüce Rabbımın bana vaadi ilahiyesi var ki bana Allah için hakkıyla bağlı olan müridimi iki dünyada yakmayacağına vaadi ilahiyesi vardır. Hintliyi ateşin yakma-ması bundandır. Zira Cenab-ı Halıkıl Ekvan Hazretleri ya Abdulkadir senin müridini dünya ve ahirette nar ile yakmam, dünyada dahi hüsnü hatem ile hayatı nasip eylerim, diye vaadi ilahiyesini bana bağış ve ata buyurmuştu, diye emir buyurmuştu. Radiyallahu anhum ecmain.

Bunu yazmaktaki maksadımız, Cenab-ı Hak Teala ve Tekaddes Hazretlerinin en Sevgili Habibinin Mevlid-i Şerifine itiraz edilmesin. Akıl ve iman sahibi olan kardeş ve bacılar, Allah'a ve O'nun Resulü'ne candan sıdkı sadakat ile sevgiyle bağlı olanlara vasiyetimiz şu örneklerden bir hisse alıp, düşünmenizi arzu etmekteyim. Örnek verdiğimiz Ebu Leheb gibi kafir olarak ölen, yalnız Peygamber Efendi-miz sallallahu aleyhi ve sellem'e doğum gecesinde müjde verilme-sinde, bir köle azad ettiğinden dolayı, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in doğum gecesi gelince, azabının hafifleşmesi, parmak aralarından sular akıp, emmesi bizlerin sizlerin büyük bir düşünce ve tefekküre dalmamızı gerektiriyor.

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'e ne kadar say-gı, sevgimizi ve O'na tazimle teveccühümüzü bağlamayı gerektiriyor. Cenab-ı Hak cümle mü'min mü'minat olan kardeş ve bacılarımızı O'na tam hakkıyla bağlı saygılı olmamızı, O'nun hürmetine Cenab-ı Hak cümle İslam din kardeş, bacılarımıza nasip müyesser eylesin.

Ve Mevlid okuyan kardeşlerimiz bacılarımız maddi ücret kesimle okumasınlar. Bütün toplum Mevlid cemaatı okuyan, dinleyen, oku-tanlara Cenab-ı Hak hidayet eyleyip, Sevgili Peygamberimiz'in manen ruhaniyetinden gıda almayı ve O'nun hulusi niyetle teveccühümüzü çevirip, ruhen manevi kokusunu ve ruhani gıdasını almayı, bütün cemaati müslimine ve bütün ehl-i İslam kardeşlerimize nasip ve müyesser eylesin, amin! Ya Muin velhamdulallahi Rabbil alemin el Fatihate maas salavat.

Cenab-ı Hakk'ın sevmiş olduğu veli kullarının ismini sevgi, itikat ile nerede anılsa, onların ruhları, isimleriyle beraber biiznillah hazırdır. Delil olan hadis-i şerifte vardır. Öyle ise Mevlid okutan, okuyan, din kardeş ve bacılarımız Mevlid-i Şerif'i okurken, dinlerken, bizzat Sevgili Peygamberimizin ruhaniyetini hazır bilerek edep, korku ile teveccühü-müzü ona çevirip, O'nun ruhaniyetinden feyz almayı, cümlemize nasip eylesin. Amin!

Mevlid okuyan kardaşlarımız mevlid cemaatine gelip dinleyen kardaş bacılarımız okuyanlara vasiyetimiz olsun ki Mevlidi Şerifi karşı-lık para kesimiyle okumasınlar. Mevlid okuyan kardaş bacılarımız mevlid karşısında kesimle para istemeyin ummayınız. Umup istediği-miz Allah rızası Resulullah’ın rızası sevgileri olsun. Okuyanlar şayet çok düşkün fakir ise kendileri isteyip ummadan beklemeden mevlid okutan kimse az çok içinden ne geçti ise okuyanların cebine üçbeş kuruş kor ise o da red edilmesin. Okuyanların çok zaruri muhtaç ihtiyaçları var ise harcayabilirler. Vakitleri maddiyeti düzgün müsait ihtiyacı yok ise o verilen üç beş kuruş kesimsiz olan parayı çok ihtiyacı olan müslüman namazlı bir fakire verebilir.

Mevlid okuyan kardaş bacılar. Mevlid cemaatlarında bulundum. Gözümle müşahede ettim. Okuyanların bir kısmı dinleyenlerin bir kıs-mı alalacele mevlidi baştan yarım başlayıp. Doğumdan sonra istediği yerde bırakıp mevlidi bitirip hemen bir kısımları sigara yakmaları ve şakalaşmaları gülmeler zuhur ettiklerini gördüm. Çok acele mevlidi bitirip kesimli parayı alıp acele mevlid cematinden kaçmaları gördüm.

Ancak bir insan bir cemaatte otururken sevmediği hoşlanmadığı bir kimsenin ismi söylenir meth ve sena edilince hemen orada sıkın-tıya düşüp acele kaçar. Dinleyen cemaatimiz okuyan kardeşlerimiz. Mevlidi çok acele bölerek mi’racı okumayarak mevlidin bir kısımlarını da bölerek hemen acele kaçmak düşünürseniz, anlarsınız. Hoşunuza gidilmeyen adamların isimleri cemaatte söylenip meth edildiğinde sıkıntılara düşüp acele ordan kalkıp burnunu kıvırıp giden adamlara benzemek gibi olmayınız.

Kalb teveccühünüzü yüce Rabbımıza O’nun Sevgilisi Habibine kalb teveccühünü çevirip O’nun Ruhaniyetinden bir gıda feyizi ilahi umup bekleyelim. Bu ciddi umduğumuzu boyun bükerek huzuru kalb ile umutla bekler isek inşallah boş çevirmezler. Anlayana bu kadar yeter Allah’ım kendi hakkıyla Kendisini ve Sevgili Resulünü hakkıyla bütün sevgilerin en üstünde tutup sevip sevilmeyi nasip etsin Ümmeti Muhammed’e amin ya Muin ve rabbil alemin.

 

[1] Mevahibil Ledünye Kitabı Sayfa 24.

 

<<< Önceki Kayıt - Sonraki Kayıt >>>