SADAKA - (Zuhurâtı Izhârı'l-Vakf-ı Güneş 1.cilt)

SADAKA

 

Hadis-i Şerif:

 

اَلصَّدَقَةُ تَرُدُّ الْبَلَۤاءَ وَتَز۪يدُ فِى الْعُمُرِ

“Sadaka belayı def eder, geri döndürür, ömrü de uzatır.”[1] Yine bir hadis-i şerifinde:

حَصِّنُۤوا اَمْوَالِكُمْ بِالزَّكَاةِ وَدَاوُوا مَرْضَاكُمْ بِالصَّدَقَةِ وَاَعِدُّوا لِلْبَلٰۤاءِالدُّعٰۤاءَ

“Zekat ile malınızı muhafaza edin. Vücudunuza gelen hastalıkları sadaka ile tedavi edin, dua tazarru ile bela musi-betleri red edin”[2] buyuruyorlar.

Şeyhimiz Bilal Baba Hazretlerinden rivayet:

Ashaplardan yetim bir çocuğu yardımlayıp evlendiriyorlar. Pey-gamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki, bu çocuğun ömrü bu gece tamam, buyurması üzerine, sahabeler müteessir oluyorlar. Sabah namazını kılınca, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ashaplara gidin, o gencin cenazesinde hazır bulunun. Sahabeler gidiyorlar, gencin evine ki genç sağdır. Gelip Resulullah’a haber veriyorlar.

Resul-i Ekrem Efendimiz, gidin o gencin evine, biz varana kadar yataklarını kaldırmasınlar. Resul-i Ekrem Efendimiz eve geliyor, o gencin yattıkları döşeği kaldırıyor ki, bir büyük yılan yatıyor. Yılana dedi ki, sen bu işe tayin oldun senin sokmanla ölecek idi, deyince yılan, bu vazife için geldim, döşeğin altına gizlendim. Bu iki genç akşam sofrayı açtılar, yemeğe başlayınca, kapı çalındı. Genç kapıya vardı ki, bir fakir. Karnım aç, bir fakirim, eğer bir yiyecek var ise, Allah rızası için verin, yiyeyim deyince.

Genç gelip, sofradaki yemek tepsisini olduğu gibi fakire verdi o zaman beni ateşten bir demir sandık içine koydular. Halen uyuşukluğum gitmedi dedi. İşte sadaka böyle ömrü uzatır. Bir kimse sadaka verirse Cenab-ı Hak onu korumak için bir melek tayin eder onu her türlü gaza beleya karşı korur.

Resul-i Ekrem Efendimiz buyuruyor ki:

Cenab-ı Hak üç kimsenin ömrünü kısaltır; bir, zulme devam eden, iki, içkiye devam eden, üç; zinaya devam eden. Bu üç kimselerin Cenab-ı Hak ömürlerini kısaltır, buyurdu. Ömrü kul uzatıp, kısaltamaz. Allah dilerse hem uzatır, hem kısaltır.

Eshabı kehfi uyutup üçyüzdokuz sene sonra aynı eski hallarındaki gibi kaldırması, Üzeyir aleyhisselam’ı kırk yaşında yatıp yüz sene yatırıp aynen geri kırk yaşında kaldırması gibi kendisi kırk yaşında oğluda yüzyirmi yaşamış. Bunların hepsi Cenab-ı Hak’ın, kendisi yapmak istediği ve murad ettiği işlerin acizi olmayıp, hepsini yapmağa gücü olduğunu yapamayacağı hiç bir şeyin olmadığına delil, ispat oluyor.

Kitabımızın Tasavvuf bölümü sonu bitmektedir. Cenab-ı Hak Teâlâ ve Tekaddes Hazretlerinin izniyle bir kaç kelimeler ile hıtam bulması icab etti.

Cenab-ı Hak Teâlâ Hazretleri bu kitapları yazanlar, yazdıranlar, okuyup ihlaslı amel eden din kardaş bacılarımıza çok derinden tavsi-yelerimiz kitabı en az baştan sonuna kadar üç sefer okunması icab eder ki içindekiler kalplerinize nakış edip sabit kalsın. İnşeallahu Teâlâ.

Şimdi Allah’ın izniyle kitabı yazmak tamamlamak müyesser oldu bize.

Sizler de okur derinden kulak tutar iseniz bize

Çok derinden vesiyetlerim olsun size

Mevcudatı Yaratan Yüce Rabbımızı bir anda olsa unutmayınız der sözlerimizi hıtama bağlıyoruz.

Yazan, yazdıran, her türlü Allah için yardım emekleri geçen kardaş bacılarımızdan Cenab-ı Hak kat kat razı olsun.

 

 


[1] Miftâhu’l-Kulub s.79 (Salah Bilici yayınları) Ayrıca bu mealdeki Hadisi şerifler için bakınız, Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis, Gunyetu-t-Talibin. Câmiu’s-Sağir ve Cem’u’l-Fevaid

[2] Kenzü-l-İrfan s.18/85

<<< Önceki Kayıt - Sonraki Kayıt >>>