ASHABIN FAZİLETLERİ - (Zuhurâtı Izhârı'l-Vakf-ı Güneş 2.cilt)

ASHABIN FAZİLETLERİ

 

HAZRET-İ EBU BEKİR’İN FAZİLETİ

Ashab-ı Kiram hakkında Hadis-i Şerif:

اَبُو بَكْرٍ خَيْرُ النَّاسِ، اِلّٰا اَنْ يَكُونَ نَبِيٌّ

Yani, “Nebi müstesna olduğu halde Ebu Bekir herkesten efdaldir.”[1]

اَبُو بَكْرٍ مِنّ۪ى وَاَنَا مِنْهُ وَاَبُو بَكْرٍ اَخ۪ى فِى الدُّنْيَا وَاْلآخِرَةِ

“Ebu Bekir Benden ve Ben Ebu Bekir’denim. Ebu Bekir dünya ve ahirette kardeşimdir.”[2]

مُرُوۤا اَبَا بَكْرٍ فَلْيُصَلِّ بِالنَّاسِ

“Ebu Bekir’e Sıddıka deyiniz, imam olup, nasa namaz kıldırsın.”[3] Bu hadis-i şerif dahi Hazret-i Sıddık’ın hilafetine işaret hadislerindendir.

اَوَّلُ مَنْ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ مِنْ اُمَّت۪ى اَبُو بَكْرٍ

“Ümmetimden en evvel cennete dahil olan Ebu Be-kir’dir.”[4]

اَلنَّاسُ كُلُّهُمْ يُحَاسَبُونَ اِلّٰا اَبُو بَكْرٍ

“Yani, herkese hesap sorulur, ancak Ebu Bekir müstes-nadır.”[5]

اَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ سَيِّدَا كُهُولِ اَهْلِ الْجَنَّةِ مِنَ الْاَوَّل۪ينَ وَالْآخِر۪ينَ اِلاَّ النَّبِيّ۪ينَ وَالْمُرْسَل۪ينَ

“Enbiya ve mürselin müstesna oldukları halde Ebu Bekir ve Ömer cennette bulunan bilcümle kamillerin seyyididirler.”[6]

اَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ مِنّ۪ى بِمَنْزِلَةِ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ مِنَ الرَّاْسِ

“Ebu Bekir ve Ömer benim için başa nispetle semi ve basar gibi aziz ve mühimdirler. Yani baştaki kulak, göz gibi mühimdirler.”[7]

عَلِىٌّ وَفَاطِمَةُ وَالْحَسَنُ وَالْحُسَيْنُ اَهْل۪ى وَ اَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ اَهْلُ اللّٰهِ وَاَهْلُ اللّٰهِ خَيْرٌ مِنْ اَهْل۪ى

“İmam Ali ve Fatıma ve Hasen ve Hüseyin Benim ehlim-dir ve Ebu Bekir ve Ömer ehlullahdır. Ehlullah ise, Benim eh-limden efdaldir.”[8]

اِقْتَدُوا بِالَّذ۪ينَ مِنْ بَعْد۪ى اَبُو بَكْرٍ وَعُمَرَ

“Benden sonra gelen hulefama iktida ediniz. Onlar Ebu Bekir ve Ömer’dir.”[9]

اِنَّ اللّٰهَ اَيَّدَن۪ى بِاَرْبَعَةِ وُزَرٰٓاءَ: اِثْنَيْنِ مِنْ اَهْلِ السَّمٰٓاءِ: جِبْر۪يلَ وَم۪يكٰٓائ۪لَ، وَاِثْنَيْنِ مِنْ اَهْلِ الْاَرْضِ اَب۪ى بَكْرٍ وَعُمَرَ

“Cenab-ı Allah, beni vüzera-i erbaa ile müeyyed buyur-du; ikisi ehl-i semadan, yani Cebrail ve Mikail ve ikisi de ehl-i ardından, yani Ebu Bekir ve Ömer”[10] hazaratıdır.

 حُبُّ اَبُو بَكْرٍ وَعُمَرَ مِنَ الْا۪يمَانِ وَ بُغْضُهُمَا كُفْرٌ

Yani, “Ebu Bekir Sıddık ve Ömer ül Faruk radiyallahu an-huma Efendilerimiz hazretine muhabbet imandan olup, buğzları ise, küfürdür.”[11]

سَيِّدُ كُهُولِ اَهْلِ الْجَنَّتِ اَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَاَنَّ اَبُو بَكْرٍ فِى الْجَنَّةِ مِثْلُ الثُّرَيَّا فِى السَّمَاۤءِ

Yani, “Ehl-i cennet kamillerinin Seyyidi Ebu Bekir ve Ö-mer hazaratıdır. Tahkika, Ebu Bekir cennet ehli meyanında semada Süreyya yıldızı gibi parlarlar.”[12]

مَاقَدَّمْتُ اَبَا بَكْرٍ وَعُمَرَ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ قَدَّمَهُمَا

Yani “Benden sonra makam-ı hilafetin Ebu Bekir ve on-dan sonra Ömer hazretine intikali için vuku bulan işaretler kendiliğimden olmadı, belki Cenab-ı Allah, bu iki zatı sairle-rine takdim buyurdu.”[13]

اَلْخَل۪يفَةُ مِنْ بَعْد۪ى اَبُو بَكْرٍ ثُمَّ عُمَرٌ ثُمَّ يَقَعُ الْاِخْتِلٰافُ

Yani, “Benden sonra makam-ı hilafet Ebu Bekir’in ve on-dan sonra Ömer’indir. Bunlardan sonra ihtilaf zuhur eder.”[14]

 


[1] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.20/101, C.Sağir Muhtasarı c.1.s.44/43 (1:90/70).

[2] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.20/102, C. Sağir Muhtasarı c.1. s.45/45 (1:91/72), Deylemi El Firdevsü bi Me’sûru-l-Hıtâb c.1. s.437/1780 (Beyrut).

[3] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.20/103, Sahihi Müslim c.1. s.313/418- s.316/420 (Beyrut), Sahihi Buhari c.1.s. 240/646,647 (Beyrut), Sahihi İbni Hıbban c.5.s.489/2120 (Beyrut) Ayrıca İmamı Ahmed, Tirmizi, Darimi, Beyhaki, Darekutni, Nesai, İbni Mace ve Tabarani rivayet etmişlerdir.

[4] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.20/104.

[5] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.21/105.

[6] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.21/106, C. Sağir Muhtasarı c.1. s. 43/41 (1:88/68), Süneni Tirmizi c.5. s. 610/3664 (Beyrut), Sahihi ibni Hıbban c.15. s. 330/7904 (Beyrut), Süneni İbni Mace c.1.s.36/95 (Beyrut) Ayrıca Tabarani, Ebu Ya’la ve Deylemi rivayet etmişlerdir.

[7] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.21/107, C.Sağir Muhtasarı c.1.s.44/42 (1:89/69).

[8] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.21/108, Deylemi El Firdevsü bi Me’sûru-l-Hıtâb c.3.s.63/4177 (Beyrut).

[9] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.21/109, Süneni Beyhakiyyü-l-Kübra c.8.s.153(Mekke), Tabarani El Mu’cemu-l-Evsat c.4.s.140/3816(Kahire), Tirmizi Nevadiru-l-Usul fi Ehadisi-r-Resul c.3.s.136(Beyrut).

[10] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.21/110, C.Sağir Muhtasarı c.1.s.456/976(2:217/1700).

[11] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.21/111, Deylemi El Firdevsü bi Me’sûru-l-Hıtab c.2. s.141/ 2719 (Beyrut), Münavi Feyzu-l-Kadir c.3. s.370 (Mısır).

[12] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.22/112, Münavi Feyzu-l-Kadir c.4.s.124 (Mısır), Ebu Bekr Hatib-el-Bağdâdi c.5.s.307/2818 (Beyrut).

[13] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.22/113, C. Sağir Muhtasarı c.3. s.277/3413 (5:460/7960), Eb-l-Fadlu-l-Askalani c.2. s.191/871 (Beyrut).

[14] Kenzü-l-İrfan 1001 Hadis s.22/114.

<<< Önceki Kayıt - Sonraki Kayıt >>>